Kültür & Sanat

Doğadan Öğrenebileceğimiz Hayat Dersleri

Doğa ana, aynı bir anne gibi evlatlarını sarıp sarmalayan kutsal bir varlıktır. Milyarlarca türden çocuğu olan doğa anayı insanlar olarak kendimize küstürmeyi başardık. Oysa ki ondan öğreneceğimiz daha çok ders vardı. Doğayı dinleyerek edinebileceğimiz o kadar kazanım var ki… Bunlar neler mi? Birlikte öğrenelim…

Yaşadığımız şehirler yaşamımızı en ufak ayrıntısına kadar değiştirerek gidiyor. Gelişiyorlar bizi de geliştiriyorlar. Bunu inkar edemeyiz. Üstelik bir metropolün imkanları tartışılamaz derecede fazladır. Fakat her gün çekilen trafik, asfalt ve binalarla kaplı bir ortam bir de kalabalığın içindeki yalnızlık bunun akabinde gelen stres ve yorgunluk bizi fazlasıyla yoruyor değil mi? Haftanın bir veya iki günü kendimizi dışarıya atıyor ve nefes almaya çalışıyoruz. Yani arada bir bunlardan uzaklaşıp doğayla baş başa kalmak insanın hem bedensel hem de ruhsal sağlığı için olmazsa olmaz durumlardan.

uçan kelebekler
Görsel: Giphy

Doğal ortam; bir tukan papağanının Türkiye’de yaşayamaması ya da Türkiye sınırları içerisinden bir bölgede çay bitkisinin yetişmesi ama kalan hiçbir bölgede böyle bir yetiştiriciliğin mümkün olmamasıdır. Peki en ufak iklim değişiklikleri bile hayvanların, bitkilerin tüm yaşam şartlarını etkilerken, bizlerin doğal ortamının olmadığını söylemek mümkün müdür ? Tabii ki hayır! İnsanın hayvan ve bitkilerden genel farkı, yaşadığı yere uyum sağlamaktan çok yaşadığı yeri kendisi için yaşanabilir hale getirmesidir. Bu özellikle sanayi devrimi sonrası daha kolay ve hızlı gelişen bir durumdur. Yine de insan bedensel olarak uyum sağlayacağı şekilde çevre şartlarını değiştirse de ruhsal sağlık doğadan uzak kalmayı kaldıramıyor.

Doğayla iç içe olmak, onu izlemek, onu anlamaya çalışmak gerçekten bize kendimizi tanıma fırsatı veriyor. Ne de olsa doğanın bir parçası değil miyiz? Bize her şeyiyle öncü ve örnek olmuyor mu? Doğanın her parçasından edinebileceğimiz birçok ders var anlayacağınız…

o an
Görsel: Playbuzz

Balıklardan yola çıkarak gemiler ve denizaltılar, kuşlardan uçak, yılanlardan metrolar ve daha niceleri tasarlanmış. Yaşam umudumuzun tükendiği zamanlarda doğayla baş başa kalmak, bir terapi yöntemidir. Bir dostun vereceği tavsiyeden ötesini bazen küçük bir çiçek yada bir ağaç verebilir. Nasıl mı?

Bir ağaç bize yaşama tutunmanın önemini ve sabrı öğretir. Zorluklarla başa çıkmanın, büyümenin ve güzelleşmenin önemini gözlerimizin önüne serer. Bazen bir ağacı izlemek, onun hikayesini hayal etmek, bize sunulan teselli cümlelerinden çok daha fazla tesir ederek, hayata sarılmamızı sağlayabiliyor. Aldığı darbelerin unutmayıp, onların izlerine de sarılarak güçlenen bir ağaç gibi olmamızı, daha gür ve sağlıklı olabilmek için zaman zaman budanmamızı öğütlüyor. Kaybetmeden kazanamayacağımızı ancak o kaybettiğimiz parçaların bizlere hiçbir fayda sağlamayacağını; aksine bizi yavaşlatacağını öğütlüyor.

Bazen de açmayı bekleyen çiçeği bize her şeyin bir zamanı olduğunu ve sabretmemiz gerektiğini anlatıyor. Meyveye dönüşmek için sabırla bekleyen bir çiçek…

o an fotoğrafları
Görsel: A transfers croati

Doğadan öğrenmek dediğimiz vakit olayı sadece ağaçlara, çiçeklere endekslememek lazım elbette. Akan sular da çok şey öğretir insana. Mesela farklı yerlerden akan suların toplandığı nehirlerden öğrenecek çok şey vardır. Ne kadar şiddetli de aksan bir noktada buluşup sakince hayatına devam etmen gerektiğini öğütler nehirler. Farklı yerlerden akan bir sürü hırçın suyun aynı yerde birbirlerini kucaklamasından öğrenilecek en büyük ders, farklı kişilerin de aynı amaçlarla aynı adımları atarak yürüyebileceğini gösterir bizlere.

Güneşe olan aşkından yüzünü ona çeviren ayçiçeğini düşünün. Güneşin ortamdan ayrılması ile başını eğip de sevdiği gelene kadar gözlerini kapatan ayçiçeğinden sadıklığı öğrenebiliriz belki de. Ya da karların arasından bile sevdiğine kavuşmak için bütün güzelliği ile çıkan kardelen çiçeğini.

o an fotoğrafları 2
Görsel: HD Wallpapers

Sular, ağaçlar, çiçekler, hayvanlar… Bir yapboz parçası gibi bir araya gelirler doğada. Ağız ağza vermiş iki kuğudan ne öğrenebilirsiniz hiç düşündünüz mü? Aile olmanın kıymetini en içten dürtülerle bilen canlılardır kuğular. Zariflikleri şarkılara, danslara konu olur. Birbirlerine güvenir kuğu eşleri. Flörtleri esnasında göğüsleri birbirlerine temas eder ve karşımıza muhteşem bir kalp simgesi çıkarırlar.

İki kumruyu izleyerek bazen onlarca insandan öğrenebileceğiniz çok daha fazla şey öğrenebilirsiniz. Kumrular ortalama bir yıl yaşarlar ve bu yılda eşlerinden hiç ayrılmazlar. Eşlerden biri öldüğünde de bir başka kumru ile çiftleşmez, onun anı ile kalan ömürlerini tüketirler. Sonsuz, koşulsuz ve ölesiye sevmeyi iki kumrudan daha fazla kim anlatabilir?

o an fotoğrafları
Görsel: Animalli

Doğa muhteşem bir döngü içerisindedir. Her canlı doğar, büyür ve ölür. Doğumun mutluluğu da yaşanır, ölümün hüznü de. Ama hayat her zaman devam eder. Bir hayvan hiçbir zaman yiyeceğinden fazla yemek peşinde vakit öldürmez. Aç değilse, yiyebileceği bir hayvanı yakalamaz. Çiçek ihtiyacından fazla yağmur suyunu çekmez toprağına. Doğada her şey kararındadır. Belki bu yüzdendir mutluluğu doğada bulmamız. Hırslardan, fazlalıklardan uzaktır doğa. Bir gün her şeyin biteceğinin bilincinde; mutluluğu o ana sığdırmaktır yaşam.

İlham almayı bilene doğa gerçekten de yaşama dair çok şey anlatıyor. Bu gibi örnekler tarih boyunca gözlemlenip, pek çok ağaç ve çiçek simgeselleştirilmiş. Bizim tarihimizi en iyi sembolize eden ağaç elbette çınar olmuştur. Osmanlı’yla özdeşleştirilen çınar; heybeti ve tevazuyu simgeler. Bazen Gülhane’de bazen de Çengelköy’de bir çınara bakarak, onların yüzyıllardır orada öylece durup, İstanbul’un fethinden, Cumhuriyet’e, Cumhuriyet’ten günümüze kadar nelere şahitlik ettiğini düşünmüşüzdür belki de. Keşke dilleri olsa da anlatsalar… Bizdeki çınarın yerini eski Yunanlılarda meşe ağacı alıyordu, ıhlamur ağaçları Cermenler’de kutsaldı. Kavak ise gücü simgelemekteydi… Son söz olarak doğaya kulak vermeyi öğütleyelim. Hayatın sırları doğanın dilinde saklı olsa gerek…

ÇiçekSepeti

2006 yılında kurulan Ciceksepeti.com, Türkiye dışında 4 farklı ülkede faaliyet gösteren, 145 franchise noktasına sahip, 450+ çalışanı olan, bir Türk firmasıdır. Online çiçek & hediye sektöründeki liderliğini ve tecrübesini, pazaryeri modeliyle birleştiren Ciceksepeti.com, bugün ulaştığı noktada 20 bin kategoride 9 milyondan fazla ürün listelemektedir. Türkiye'nin en büyük çiçek sitesinde şimdi aradığınız tüm ürünler Var Var!

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir