
İstanbul’un Çiçeği Lale ve Tarihi
Yüzyıllardır süren bir rekabet ve paylaşılamayan güzellik “lale”nin tarihini bir de bizden dinlemeye ne dersiniz?
Lale bizim için İstanbul’un simgesi. Ancak Hollanda aynı şeyi düşünmüyor. Onlar için de lale onların simgesi. Arada soğuk ve gizli bir savaş var aslında. İmaj ve simge yarışı, ‘Lale bizimdi, geri verin’ tartışması…
Bir hasetlik mi desek, sahiplenme mi bilemedik. Bu konunun sebebine inersek, lalenin serüveni kısaca şöyle:

Bizim için lalenin hikayesi çok eskilere dayanıyor. Vatanı Orta Asyaolan lale yıllar yılı Selçuklular ile birlikte Anadolu’ya taşınıyor. Osmanlı için büyük bir refah göstergesi olmakla birlikte Osmanlı yayıldıkça lale, elçiler ile birlikte hediye olarak Avrupa’ya gönderiliyor. Daha sonra da olanlar oluyor. 16′ncı yüzyılda Kanuni Sultan Süleyman tarafından Hollanda Kralı’na gönderilen laleler, ilk başta Hollandalıları ve kısa zaman içerisinde tüm Avrupalıları hayranlık içinde bırakıyor.

Hollanda o kadar seviyor ki laleyi, son derece kaliteli soğanlar üreterek lale üretimini ciddiye alıyor. Böylece günümüze kadar dünyanın en fazla lale üreten ülkesi Hollanda oluyor. E kolay değil tabii; zamanında bir soğanı için ev satılan bir bitki bu.
Osmanlı dönemindeki ‘Lale Devri’ bolluk, bereket, keyif ve sefa devridir. Adını, o dönemde İstanbul’da yetiştirilen ve zamanla ünü dünyaya yayılan lale çiçeklerinden alır. Bu cümle her zaman çok önemlidir çünkü ‘İstanbul’da yetiştirilen ve zamanla dünyaya yayılan’ kısmının altı çizilidir.

Osmanlı motiflerinde sıkça görülen lale, bir nevi süstür bizim için. Lalenin anlamı çoktur bizim kültürümüzde. Bir çiçekten çok derin anlamlar içeren bir kültür unsuru adeta…
Birçok camide lale figürlerine yer verilen o dönemlerde seramikte de sümbül, karanfil ve gül kadar laleye de yer verilmiştir. Hatta padişahlara üzerinde lale figürleri olan kaftanlar ve çizmeler hazırlanmış.
Lale figürleri zamanla her alanda göstermiş kendini. Halı ve kimilerde, kıyafetlerde, duvar boyamalarında…
Bilhassa da Mimar Sinan’ın herkesin aklında sor işaretleri bırakan ters lale figürü. Süleymaniye Camiinde bulunan ters lale, ağlayan gelin olarak da bilinen çok özel bir çiçektir. Kimine göre bir baş kaldırış olsa da altında dine dayalı bir anlam yatmaktadır.
Ters lale çiçeğinin ve daha fazlasının anlamını öğrenmek için Kendileri Kadar Hikayeleri de Etkileyici Olan 7 Çiçek yazımızı okuyabilirsiniz.
Lale özellikle doğu kültür ve mitolojilerinde de özel bir yere sahiptir. Mitolojilerde lalenin ortaya çıkışına dair farklı hikayeler var. Masal dünyasında ise bir yaprağın üzerindeki çiğ tanesine düşen yıldırımın izi olarak tarif ediliyor.
İstanbul’da Lale Festivali
Geçtiğimiz yıllarda başlayıp İstanbul’da gittikçe yükselen lale trendi var. Bu uğurda Uluslararası sempozyumlar düzenlendi, lalelin geçmişi ve bugünü tartışıldı, ‘En güzel Lale Yarışması’ yapıldı ve lale festivalleri düzenlendi.

İstanbul Büyük Şehir Belediyesi‘nin verdiği bilgilere göre 2018 yılında Lale Festivali kapsamında güzel şehrin parklarına, korularına, meydanlarına ve cadde kenarlarına tam 125 ayrı türde ve toplamda 30 milyon adet lale soğanı dikilmiş.
Lalenin İstanbul’da kendi şölenini yaptığı, en güzel görüldüğü yer olarak Emirgan korusu tavsiye ediliyor. Bir de Sultanahmet… Bizden size bir uyarı, lale bitkisi yılda 1 defa, Mart veya Nisan ayında çiçek açar. Takviminizi ayarlayın, bahar aylarında bu şöleni kaçırmayın!
Lale’ye farklı anlamlar yüklenmiştir. Ama en belirgini aşktır. Hem bir kişiye duyulan tutkulu aşkı hem de ilahi aşkı sembolize eder lale.
Çiçeklerin anlamı ile ilgili yazımıza buraya tıklayarak ulaşabilirsiniz.

Yani biri size bir buket lale getiriyorsa, size olan sevginin ne kadar saygı duyulası bir tutku olduğunu sakın ola ki aklınızdan çıkarmayın.
Lale genelde kesme çiçekçilik için yetiştirilir. Bahçelerde yetiştirilen bu çiçeğin evde sakı içerisinde bakımı pek yaygın değildir.
Lale biraz kaprislidir. Mağrur bir duruşu vardır. Her zaman kolayca göstermez yüzünü. Bir kere kurudu mu, bir sonraki seneyi bekleyeceksiniz. O sebeple bakımı için de bazı ögelere dikkat etmek gerekir.
Saksıda lale nasıl bakılır?
- Lale soğuğu sever ama donmak da istemez. Saksıyı evin içinde bırakırsanız soğanlar çürür, camın önüne koyarsanız donar. O yüzden lalelerinize dikkat edin. Bahçe içni daha uygundur ama illa evde bakacağım diyorsanız size iyi şanslar diliyoruz ve dikkat etmeniz gereken unsurlara devam ediyoruz.
- Çiçekler solunca bol güneşe daha fazla ihtiyaçları oluyor. Onun için lalenizi güneşten mahrum etmeyin. lale ışığı çok sever. Ancak bu direkt olarak güneş altında kalmak istediği anlamına gelmez. eğer ışık yeterince alamazsa bitkiniz beslenemeyecektir.
- Lale sulanırken dikkat edilmeli ve soğana zarar verilmemeldir. Sulama miktarını ayarlarken toprağın kuruluğunu dikkate edin ve kurudukça sulama yapılacak şekilde su miktarınızı ayarlayın.
- Saksıyı üstten olmak kaydıyla yazın haftada 2, kışın da haftada 1 sulamalısınız. Aynı zamanda sulamadan 10 – 12 saat sonra saksı tabağında biriken suyu boşaltmalısınız.
- Saksınızı hava akımından koruyun ve kapı ile pencere ağızlarında bulundurmayın. Rüzgardan kaçının. Birçok soğanlı bitkide olduğu gibi lalede de rüzgar bitkinin sağını hareket ettirerek bitkinin köküne hava gitmesine sebep olabilir.
- Yeşil yapraklarıyla fotosentez yaparak gerekli gıdayı elde eder. Eğer ek bir besin verecekseniz, besininin lalelere uygun olmasına dikkat edin ve gereğinden az verin.