Gelinlerin Çiçek Atma Adeti Nereden Gelir? (İlginç Düğün Adetleri)
Sevdiğiniz kişi ile birlikte mutluluğa adım attığınız o gün, düğün gününüz her anısı ile hafızalarınızda yer eder. Düğünlerin olmazsa olmazları ise adetlerdir.
Bizim ülkemizde de gelenek ve görenekler hayli fazladır. Bunların büyük bir kısmı da doğup büyünen bölgeden gelmektedir. Ancak bazı adetler vardır ki her düğünde kendine yer bulabilir. Bunlardan en bilinen adetler nikahta damadın ayağına basmak ve de gelinin arkadaşlarına çiçek atmasıdır.
Peki bu adet nereden gelmiştir? Düğünlerin olmazsa olmazları çiçekler, organizasyonun her aşamasında varlıklarını sergilerler. Nikah masasından damadın yaka çiçeğine kadar her detayda bir minik çiçek yer alır.
Düğün töreninin sona ermesine yakın da gelin, arkasında bekleyen arkadaşlarına çiçeğini atar. Bu geleneğin gerekleri ise şöyledir. Gelin arkasında toplanan kızlara arkasını döner ve çiçeği arkaya doğru ayar. Böylelikle kimsenin yüzünü görmez ve çiçek tesadüfi olarak yeni sahibine ulaşır. Bir diğer gereklilik ise çiçeği tutmak için bekleyen kızların bekar olmalarıdır.
Bu gelenek dünyanın birçok yerinde uygulanmaktadır. Hatta bir gelenekten ziyade ritüeldir ve adet haline gelmiştir. Gelinin arkasında sıra olan kızlar birbirleri ile mücadele ederek çiçeği kapmaya çalışırlar. Peki bunun anlamı nedir?
Gelin çiçeği tutmanın anlamı nedir?
Çoğu zaman eğlence bir müzik eşliğinde bir süre dans eden gelin, arkasını dönerek bekar kız arkadaşlarına çiçeğini atar. Bu çiçek genelde kendi gelin çiçeği değil, sırf atmak için yanında getirdiği çiçektir. Gelinin attığı çiçeği yakalayan kişinin de bir sonraki evlenecek kişi olduğuna inanılır.
Gelin çiçeği atma adeti nereden geliyor?
Artık gelinin çiçeği atması ile genç kızların kısmeti açılır mı bilinmez, ancak yıllar yılı bu ritüel sürmüş ve hala sürmekte. Ritüelin temeli ise Ortaçağ Avrupa’sına dayanıyor. 11 ve 13. yüzyıllar arasında gerçekleşen düğünlerde, gelinlerin arkadaşları, düğünden sonra gelini kovalayarak gelinliğinden parçalar koparırlarmış.
Gelini kovalayan bekar kızlar bu aldıkları gelinlik parçalarının şans, bereket ve doğurganlık getirdiğine inanırlarmış. Bilhassa gelinin, düğün gününde çok şanslı olduğuna inanılır ve onun kadar şanslı olmak için onun eşyasından bir parça alınırmış. Gün sonunda ise gelinlik paramparça olurmuş. O dönemlerde yaşayan hiçbir gelin gelinliğini saklayamazmış anlayacağınız.
Daha sonra nasıl olmuş derseniz, gelişen dünya düğünleri de gelinlikleri de daha pahalı hale getirmeye başlamış. Böylece evlenen kadınlar gelinliklerini saklamaya başlamışlar. Kimisi hatıra olarak dolaplarına kaldırmış kimisi de kendi kızı için saklamış gelinliğini.
Bu koşuşturmaca sürerken de gelinler gelinlikleri parçalanmasın diye başka kumaş parçaları atmaya başlamışlar. Derken gelin çiçeği atmaya kadar ulaşmış işin sonu.
Aylara göre gelin çiçeği seçme rehberi için tıklayın.
Gel zaman git zaman popüler olan bu adet ile genç kızlarımız arkadaşlarına şans ve kısmet dağıtmaya devam ediyorlar. Gelin çiçeği atarken genelde eğlenceli şarkılar çalar ve gelin arkasını arkadaşlarına döndükten sonra kısa bir süre dans edip, beklenmedik bir anda çiçeği fırlatır. Bu adet Brezilya’da biraz daha farklıdır. Brezilyalı gelinler çiçek fırlatmak yerine Aziz Antoni’nin biblosunu fırlatırlar. Aziz Antoni düğünlerin azizidir ve aynı çiçek fırlatma adetinde olduğu gibi, heykeli tutan kızın bir sonraki gelin olacağı düşünülür.
Diğer ilginç düğün adetleri
Düğünlerde ilginç adetler hiç bitmez. Bu her ülkeye göre değişebileceği gibi aynı zamanda her bölgeye göre de ülke içinde değişkenlik gösterebilir. Gelin birbirinden ilginç adetleri birlikte inceleyelim.
- Polonya’nın ilginç bir geleneğine göre içerisinde “R” harfi geçen aylarda düğün yapmak daha iyidir. Eğer çift içerisinde “R” geçen bir ayda evlenirse daha mutlu ve uzun ömürlü bir evlilik yaşanacağına inanılır.
Meraklısına Lehçe ay isimleri: Ocak – Styczeń, Şubat -Luty, Mart – Marzec, Nisan – Kwiecień, Mayıs – Maj, Haziran – Czerwiec, Temmuz – Lipiec, Ağustos – Sierpień, Eylül – Wrzesień, Ekim – Październik, Kasım – Listopad, Aralık – Grudzień. Yani Polonya’daki çiftler için en şanslı evlilik ayları mart, haziran, ağustos, eylül ve ekim ayları oluyor :)
Polonya’nın başka bir bölgesinde ise oldukça ilginç bir gelenek var. Gelin ve düğünde yer alan başka kadınlar yan yana sandalyelere sıralanıyor. Damadın gözleri bağlanıyor ve kadınlar bacaklarını açıyorlar. Damat tek tek dokunarak kendi eşini bulmaya çalışıyor. Biz pek yorum yapamadık ancak ülkemizde böyle bir teşebbüs olsa, o düğünün sonu nasıl biter, gerçekten merak konusu.
- Slovakya’da adeta “Neden?” diyerek donup kalacağınız bir düğün adeti var. Düğünden sonra, düğünde kullanılan bütün cam eşyalar davetliler tarafından kırılıyor ve bu kırılan camları gelin ile damat temizliyor.
Bizce bunun amacı cam endüstrisine destek :) Hayır, madem endüstriye destek olacaksın yap bizim gibi çömlek kebabı, kır çömleği ve ekonomi dönsün. Değil mi ama?
- Brezilya’da ise ayakkabı altına değil gelinliğin içine isim yazılıyor. Bildiğiniz üzere bizim adetlerimizde gelinin ayakkabısının altına bekarların isimleri yazılır ve silinenlerin teker teker evleneceğine inanılır. Brezilya düğünlerinde ise bu durum biraz farklı. Gelinler, gelinliklerinin iç kısımlarına bekar arkadaşlarının adlarını yazıyorlar. Üstelik silinmesi de gerekmiyor. Bu kişilerin en kısa zamanda kendilerine göre biri ile evleneceklerine inanılıyor.
- Türkmenistan’da ise geline ağırlığınca altın takılıyor. Artık bu uygulamada bir kilo sınırlaması var mı bilemedik.
Bir dakika, biz bu geleneği pek sevdik. Hadi kızlar birkaç dilim daha pasta yemek için bahanemiz hazır :)
- Bizde bildiğiniz üzere gelin hamamı mevcut. Zorunlu olmamakla birlikte isteyenlerin yaptığı bir uygulama. Kimisi modernize ederek bir kına gecesi edasında gelin hamamı planlarken kimisi de bu gelenekten uzak duruyor. Ama Finlandiya’da bu durum bizden farklı. Gelinin annesi ve arkadaşları ile düğün öncesi saunası oluyor. Çin’de narenciye banyosu yaptırılan gelinlere Fas’ta da süt banyosu yaptırılıyor. Fransa’da ise gelinin eski aşklarından, düşüncelerinden ve yaşantısından iyice arınması için uzun bir banyo yaptırılıyor.
- Çin’de gelinler kırmızı bir düğün kıyafeti ve kırmızı ayakkabı giyerler. Ancak bu durum İsveç’te çok daha başkadır.
İşveç’te birinin düğününde kırmızı elbise giyen konuk var ise, o kişi damat ile ilişki yaşamış anlamına gelir. Artık düğün bitiminde ne olaylar çıkar, o davetli ve gelin arasında nasıl bir diyalog yaşanır siz karar verin. Bu olaydan bize çıkarılacak en önemli ders de başka bir kültüre ait düğüne katılırken, düğün sahibine gerekli soruları sormak olmalıdır. Zira yanlışlıkla kırmızı elbise giydiğiniz bir İsveç düğününe gittiğinizi düşünün… Ya da düşünmeyin, önlem alın :)
- Son olarak da ilginç bir adet Moritanya’dan geliyor. Bu bölgede evlenmek isteyen kızların bazı kriterlerden geçmeleri gerekiyor. Moritanya kızlarının en az 60 kilo olması ancak 100 kiloyu da geçmemesi gerek ki evlenmek için izinleri olabilsin. Hatta iş öyle ciddi bir boyutta ki, eğer kız yemek yemez ise cezalandırılıyor.
Valla ne yalan söyleyelim aralarında en güzel adet bu olmuş. Değil mi kızlar :) Bu adetlerşn ve inançların hangileri nihai amacına ulaşır bilinmez elbet. Sizlerin bildiği ilginç düğün adetleri varsa bizimle yorum olarak paylaşmayı unutmayın, hep bilikte öğrenelim! Sevgiyle kalın!
Düğüne hangi çiçek gönderilir merak ediyorsanız; Düğünlere Gönderilebilecek Çiçekler ve Alternatifleri yazımıza göz atabilirsiniz.